OTİZM
Geçmişte otizm zaman içinde önce ‘’kötü annelik’’, ilerleyen zamanlarda da genetik bir bozukluk olarak görülüyordu. Ancak görülme sıklığı giderek ve çok hızlı bir şekilde artınca genetikten ziyade çevresel etmenlerin kilit bir rol üstlendiği fark edildi
Otizmin beyni etkileyen sistemik bir bozukluk olduğu görüldü ve aslında bağırsak florasının bozulması ve HPA aksı dediğimiz beyin-bağırsak ekseninin bozulması ile karakterize olduğundan birtakım genleri de tetikleyebileceği anlaşıldı
Otizmin davranışsal ve duygudurum semptomlarının altında bağışıklık, bağırsak fonksiyonu ve detoksifikasyon gibi vücut sistemlerindeki temel anormallikler vardır. Tedavide amacımız bu sistemlerin en iyi şekilde çalışmasını sağlamaktır
Bu çocuklarda sıklıkla
· Bağırsak hareketliliğinde kötü koku,
· Kabızlık ve/veya ishal
· Karında şişkinlik
· Sık soğuk algınlığı veya kulak enfeksiyonu
· Kuru cilt
gibi sistemin doğru çalışmadığını gösteren birtakım bulgular vardır
Aynı şekilde çocuklarda öğrenme güçlüğünde, DEHB ve otizm’de pek çok davranışsal semptom mevcuttur. Bu çocuklarda ilaç kullanım oranı günden güne artmaktadır(uyarıcılardan psikotiklere, nöbet önleyici ilaçlara vs) HALBUKİ BAŞKA BİR YOL DAHA VAR…
İlaçlar tedavi etmez, ilaçlar yalnızca kullanıldığı süre boyunca semptomların azalmasını sağlar ve bağımlı kılar. Amacımız doğal yöntemlerde çocuğu daha iyiye götürmek, kullanılan ilacın dozunu azaltabilmek veya tamamen kesebilmektir
Unutmayalım ki her otizmlide kök faktör olarak birbirinden ayrı genetik ya da tetikleyici etmenler vardır. Bunları doğru bir şekilde değerlendirerek birbirinden farklı tedaviler uygulamak gerekir. Genel olarak vitamin ve mineral eksiklikleri, omega-3 eksiklikleri, gıda hassasiyetleri ve sızıntılı bağırsak sendromu sıklıkla karşılaştığımız sorunlardır. Tedavide bunları ele aldığımızda çok güzel sonuçlar elde edebiliyoruz