Hipotiroidi
Güncelleme tarihi: 14 Oca 2022
Hipotiroidi, vücudun yeterince tiroid hormonu üretmediği bir durumdur. Tiroid hormonları büyümeyi, hücre onarımını ve metabolizmayı kontrol etmeye yardımcı olur. Sonuç olarak, hipotiroidizm olan insanlar, diğer birçok belirtinin yanı sıra yorgunluk, saç dökülmesi, kilo alma, üşüme hissi ve depresif ruh hali yaşayabilir
Hipotrioidizm dünya genelinde insanların %1-2 sini etkiler. Kadınlar erkeklere kıyasla 10 kat fazla etkilenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, nüfusunun %10’undan fazlasında tiroid rahatsızlığı olan bölgeleri ‘’endemik guatr bölgeleri’’ olarak ilan etmiştir. Türkiye de bu bölgeler arasındadır
Tiroid hastalıkları sadece besinlerle tedavisi mümkün olmayan hastalıklardandır. İlaç eşliğinde doğru beslenme tiroid fonksiyonlarının geri kazanılmasını ve semptomların en aza indirilmesini sağlar
Tiroid bezi ve hormonları niçin çok önemlidir?
Tiroid bezi özellikle anne karnında ve yaşamın ilk birkaç yılında zihinsel gelişim, büyüme ve gelişme açısından büyük önem taşır. Organizmada bilişsel işlevler, vücut ısısı, kalp atım hızı, enerji üretimi, karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasının düzenlenmesi gibi birçok süreci kontrol eder. Tiroid hormonları şekerin hücreler tarafından kullanılmasını arttırır, pankreastan insülin salınımını uyarır. Kandan kemiğe kalsiyum taşınmasını sağlayan kalsitonin hormonu da tiroid bezi tarafından üretilir
Hipotiroidide hangi besin öğeleri önemlidir?
İyot: Tiroid hormonlarının üretilmesinde gereklidir. İyot eksikliği dünya çapının 3’te 1’ini etkilemektedir. Tiroid sorunu olmayan bireylerin iyotlu tuz ve iyot bakımından zengin deniz ürünlerinin tüketmesi gerekmektedir. Hipotiroidi olanlar takip eden doktor veya diyetisyene danışmalıdır
Selenyum: Tiroid hormonlarını aktive edip vücut tarafından kullanılmasına yardımcı olur. Brezilya cevizi, ton balığı, yumurta, ayçiçeği çekirdeği en iyi kaynaklarıdır
Çinko: Selenyum gibi çinko da tiroid hormonlarının aktivasyonunda etkilidir. Ayrıca çinko TSH’yi düzenlemeye yardımcı olur. İstridye, kabuklu deniz ürünleri, et, tavuk ve kuru yemişler en iyi çinko kaynaklarıdır
Tirozin: Tirozin bir amino asittir. Tiroid hormonlarının üretiminde yer alır. Et, tavuk, süt ürünleri ve baklagiller iyi kaynaklarıdır
D vitamini: Son yıllarda yapılan çalışmalar D vitaminin tiroid hormonlarının fonksiyonunu arttırmada etkili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle kandaki D vitamini kontol edilerek d vitamini içeriği yüksek olan besinlerin tüketimi arttırılmalı, güneş ışınlarından faydalanılmalıdır
Omega-3: Tiroid hormon fonksiyonlarının arttırılmasında etkilidir.Tiroide bağlı damar sertliği ve kan yağları yüksekliğine iyi gelir. Sardalya, hamsi, ton balığı, keten tohumu, chia tohumu, ceviz omega-3 kaynaklarındandır
Guatrojen Besinler
Guatrojen, guatra sebep olabilen demektir. Başlıca guatrojenik besinler brokoli, lahana, brüksel lahanası, karnabahar, şalgam, turp, soya ve soa ürünleridir Fazla tüketimleri iyodun bloke edilmesine, TSH salgısının azalmasına neden olabilir. Bu besinlerin pişirilmesi guatrojenik etkilerini azaltır. Aşırı tüketimden kaçınılmalı, kişiye göre miktarları ayarlanmalıdır
Kafein
Günlük önerilen alım düzeyinin üzerinde kafein tüketiminin de tiroid hormonları üzerine olumsuz etki edebileceği görülmüştür. Bu nedenle günde önerilen alım düzeyinin(400 mg) üzerine çıkmamak gerekmektedir. Ayrıca‘’Tiroid’’ dergisinde yayınlanan bir çalışma hipotiroidizm için verilen bir tiroid replasman hormonu olan levotiroksin ile birlikte veya kısa süre sonra kahve veya espresso içmenin ilacın emilimini engelleyebileceğini göstermiştir. Bu nedenle tiroid ilaçları ile birlikte kafein içeren herhangi bir besin veya içecek tüketilmemelidir
Yeşil Çay
Yapılan bazı çalışmalar yeşil çayın fazla tüketiminin tiroid hormon aktivitesini azalttığını göstermektedir. Bu nedenle günde 1-2 kupadan fazla yeşil çay tüketilmemelidir
Glutensiz Beslenme
Hipotiroidizmin en yaygın sebeplerinden biri otoimmün bir hastalık olan Hashimato Tiroiditi’dir. Vücut, tiroide saldıran ve tahrip eden antikorlar oluşturur. Hashimato Tiroiditi Çölyak Hastalığı da olmak üzere diğer otoimmün hastalıklarla ilişkilidir. Çölyak Hastalığı buğday gibi bazı tahıllarda bulunan bir protein olan gluten tüketildiğinde sindirim sistemini etkileyen otoimmün bir hastalıktır.Bu hastalar ince bağırsak hücrelerine saldıran antikorlar geliştirir. Çölyak hastaları ciddi mide problemleri yaşayabileceği gibi bazı hastalarda tanı konulamayacak düzeyde hafif semptomlar oluşabilir. Çölyak hastalığının semptomları glutensiz bir diyetle çözülebilir. Çölyak hastalığı olan birçok hastada bazı besinlerin ve/veya ilaçların emiliminde problemlere dair kanıtlar vardır. Özellikle hipotiroidizm olan çölyak hastalarında ilaç emilimi düşük olabilir. Bazı çalışmalar glutensiz beslenmenin Hashimato Tiroiditi’nde faydalı etkileri olduğunu göstermiştir. Kan parametreleri değerlendirilip takibe alınarak beslenme uzmanı kontrolünde diyet tedavisi ile takip edilebilir
Tiroid ve Kolesterol İlişkisi
Tiroid hormonu kolesterol yapımında ve fazla kolesterolün vücuttan uzaklaştırılmasında görev alır. Tiroid hormon seviyeleriniz düşük olduğunda kandaki LDL yani kötü kolesterol yeterli ölçüde azaltılamaz. Hipotiroidi olan kişilerde LDL kolesterol seviyeleri genellikle daha yüksektir. Hatta 2012’de yapılan bir çalışmada tiroid hormon seviyeleri normal olsa bile sadece TSH yüksekliğinin de kolesterol seviyelerinin yükselmesine sebep olabileceği gösterilmiştir. Bu nedenle beslenme düzeninde sağlıklı yağ asitlerine yer verilmelidir. Badem, ceviz, fındık, keten tohumu gibi yağlı tohumlar, balık, zeytinyağı tüketimine yer verilmeli; kızartılmış ve doymuş yağ tüketimi azaltılmalıdır